ALİ RIZA EFENDİ'NİN RÜYASINDAKİ AŞKIYDIAtatürk'ün annesi
Zübeyde Hanım 1922'de kendisini iyi hissetmediğini söyleyerek vasiyetini yazdırmak ister. Yakın komşulardan da üç şahit çağrılır ve vefatından yaklaşık 11 ay önce vasiyetname İstanbul'da yazılır. Zübeyde Hanım kâğıda mührünü ve baş parmağını basarak vasiyet eder: "Vefatımda Beşiktaş'ta kâin Yahya Efendi haziresinde defnedileceğim." Latife Hanım'ın Kağıtları ve Fikriye Hanım kitaplarıyla okuyuculardan büyük ilgi gören Gazeteci-Yazar Fatih Bayhan kitapçı raflarında bugün yerini alan kitabını anlattı.
Zübeyde Hanım'ın Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi ile evliliğini Bayhan şöyle anlatıyor: "Ali Rıza Efendi bir gün rüyasında ak sakallı, nur yüzlü bir zat ve yanında sarışın bir kız gördü. Nur yüzlü zat, kızı göstererek, 'Bu senin kısmetindir' diye müjde verip ortadan kayboldu. Rüyayı ailesine açtı aile rüyayı iyiliğe yorumlayıp rüyadaki gibi bir kız arayışına girdiler. Nihayet kısmet Zübeyde Hanım'ın ağabeyi Hüseyin'in tanıştırmasıyla yakınlarında çıkacaktır. Ablası Mevlevi Kapu Şeyhi'nin gelini olan Hatice Hanım'ın Zübeyde'yi görünce kendisine sevinçle müjdelemesi üzerine gerçekleşir."
BAK LATİFE, OĞLUMU İÇKİSİNE ENGEL OLBayhan, "Latife Hanım Atatürk'ün içkisine çok karışıyordu diye eleştiriler yapılır. Aslında bu müdahale Zübeyde Hanım'dan kaynaklanır" diyor ve ekliyor: "Zübeyde Hanım İzmir'de Latife Hanım'a 'Bak Latife, canın pahasına oğlumun içkisine engel ol' diye sözlü vasiyette bulunuyor. Atatürk'ü kızdırma pahasına Latife Hanım'ın içkiye, geç yatmalara, sabah aç karna kahve içmelere tepkisi işte bu dominant annenin vasiyetinden dolayıdır" dedi.
HAYATI İLK KEZ YAZILDI
Fatih Bayhan, kitabını yazarken Türk Tarih Kurumu, TBMM ve Milli Kütüphane arşivlerinin yanısıra özel hatıratlardan yararlandığını söylüyor ve ekliyor: "Zübeyde Hanım 85 yıl önce ölmesine rağmen hayatının bugüne kadar yazılmaması büyük eksiklik."
DERGAHA GÖMÜLMEK İSTEDİBayhan, Zübeyde Hanım'ın vefatından 11 ay önce yazdığı vasiyeti kitapta yayınladığını belirterek, vasiyetinde "Vefatımda Beşiktaş'ta kain Yahya Efendi haziresinde defnedileceğim" yazdığını söyledi. Zübeyde Hanım'ın bu dergahla olan irtibatının dindar şahsiyetinin bir göstergesi olduğunu kaydeden Bayhan, "Vefat ettiğinde kabrinin bu hazrede olmasını istemesi de dergahla olan manevi bağındandır" dedi.
DERGAHTA OĞLU İÇİN DUA EDİYORDU"Zübeyde Hanım, Yahya Efendi Dergahı'na devam ederken Mustafa Kemal görevi nedeniyle İstanbul dışındaydı" diye konuşan Bayhan, Zübeyde Hanım'ın dergahın etkisini Mustafa Kemal'e de yansıttığını söyledi. Bayhan, "Zübeyde Hanım dergahta oğluna dua ediyordu. Zaten namazlarını geçirmeyen bir kadın. Manevi olarak tek tesellisi olan dergahın etkisi mutlaka oğluna yaklaşımını da etkiliyordu. Örneğin oğluna evlenmeyi tavsiye ediyordu. Onun evlenip yanında kalabileceğini düşünüyordu" dedi.
Her cuma iki cüz vasiyeti
Vasiyetinde evdeki yardımcılarına belli bir miktar para bırakan Zübeyde Hanım ayrıca şunu der: Her cuma namazından bir saat evvel bed ile ezan okununcaya kadar münasip bir cami-i şerifte cemaate mukabil cehren iki cüz-i şerif kıraat ettirilerek
"Türkiye'nin nüfusu bir buçuk milyar" mukabilinde tilâvet eyleyen hâfız efendiye nemâsından verilmek üzere 490 lirayı ve 9. maddenin ahkâmı için usulü dairesinde mehâkim-i şer'iyyede vakfiyesini tescil ettirmeye vemütevelli tayinine ve dilediği şahsı mütevelli kılmaya mezun eyledim."
ENSONHABER'in notu: Zübeyde Hanım'ın
"Türkiye'nin nüfusu bir buçuk milyar" derken kastettiği, aslında Osmanlı coğrafyasında yaşayan bütün İslam aleminin nüfusudur.
Salı 23 Ara. 2008, 20:55
