Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEmo ResimleriLatest imagesAramaGaleriKayıt OlGiriş yap

 

 Karanlıkların Gölgesinde!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
HellSpawn
O_o Üye O_o

O_o Üye O_o
HellSpawn


Erkek
Mesaj Sayısı : 132
Yaş : 36
Şehir : Ankara
İş/Hobiler : Yazar
NicK : Erhan
Kayıt tarihi : 30/05/08

Karanlıkların Gölgesinde! Empty
MesajKonu: Karanlıkların Gölgesinde!   Karanlıkların Gölgesinde! Icon_minitimePtsi 02 Haz. 2008, 21:50

Yağmurun serin,tatlı damlaları saçlarından ve hafif tebessümüyle mimikleri şekil almış yüzünden akarken,gözlerinde bir ışık sanki dışarı çıkarcasına parlamaktaydı. Aklı yağmurun tenine her dokunuşunda eşsiz rahatlatıcı,ilham veren, kendini bulmasını sağlayan ve onda anlatılması zor bir duygu bırakan damlalarındaydı. Uzun,esmer,parlak saçlarından süzülen yağmur damlaları yüzünde eşsiz bir ferahlık yaratıp sanki ruhunu temizlercesine bir duygu yaratıyordu. Sanki ne zaman yağmur yağsa ve dışarı çıksa lanetli, kirli ruhu tanrı tarafından bu yağmurun damlalarında süzülüp akıyordu. Ama bunun asla gerçek olmadığını, sadece kendisini rahatlattığını biliyordu. Asla laneti bitmeyecek, genelde kapşonun altında saklanan,sinsi,yakışıklı suratında her zaman o cani bakışlar varolcak. İstemediği ama onda her zaman var olan bu laneti yani varoluşu her zaman nefret ettirmiştir kendisinden. Ne zaman elleri bu laneti amansızca uygularken gözlerinin altında,ruhunda,yüreğinde bunu istemeyen duyguları benliği kabarıyor ve tanrıya yakarıyordu. Lanetini uygularken asla kendisinin hareket etmediğini, kollarının bir kuklacı tarafından oynatılması gibi benliği dışında bir tepki olduğunu biliyordu..Bazen bundan zevk aldığı olmuştu ama karanlıklar ardında,gölgeler içinde yaşamak onun lanetiydi ve asla isteği olmamıştı.
Amaçsızca başını göğe doğru kaldırdı. Yağmurun daha tatlı bir şekilde yüzüne,tenine dokunmasına izin verdi.
"Yağmur veya su insanı bu kadar nasıl rahatlatabiliyor?".
Bir süre öyle kaldı ve amaçsızca yürümeye başladı. Nereye gittiğini bilmiyordu. Zaten asla kalıcı bir evi olmamıştı. Çok yere gitmiş ve lanetini her yerde uygulamıştı. Her uygulayışında kalbinin sızlamasının sonucu gözlerinden yaş gelmiş ve tekrar karanlığa karışmıştı.
Yürümeye devam etti. Sahilin yüz metre uzağındaki yolda ilerliyordu. Yağmurun yolda, denizin bitmez gözüken sularında bıraktığı ses kulaklarında yankılanıyordu. Bir süre nereye gittiğini bilmeden yürüdükten sonra yolun kenarında yere oturmuş bir çocuk gördü. Gözleri sebebini bilmezcesine yüzüne kaydı ve gözleri şaşkınlık ifadesine büründü. Yavaş adımlarla çocuğun yanına yürüdü ve yere oturdu.
Çocuğun yüzüne bakmıyordu. Korkuyor gibiydi. Şaşkınlık ifadesi gözlerinden gitmemişti halen.
" Sende yağmuru seviyor musun çocuk?"
Çocuk korkar bir ifadeyle yabancıya baktı. Gözlerinde kim bu ifadesi ve hafif bir korku vardı.
"Belki evet belki hayır. Bilmiyorum sanki ayaklarım beni buraya getirdi."
Yabancı kapşonu kafasına geçirdi ve yüzünü onun altına sakladı.
"Kadere inanırmısın?"
Çocuk şaşırmıştı.Yaşına rağmen kimseden duymayı beklemediği soruyu duymuştu yabancının dudaklarında.
"Yaşadığım şeyler bunu düşünmeme sebeb oldu ama halen inanmalımıyım yoksa inanmamalımıyım bulamadım."
Yabancı derin bir nefes çekti. Yağmur ve toprak kokan havayı ciğerlerinde yaşarcasına hissetti.
"Neden olduğunu bilmeden kendin istemeden ayakların buraya getiriyor seni.Anlamsız şekilde kendini ve kalbini hiç ummadığım yerlerde bulabiliyorsun. Bu kader olabilir mi?"
Çocuğun yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Hep aradığı ama bulamadığı kendisini tanımadan bilen, anlayan birisi bulmuştu.. Biraz mutlu biraz da huzursuzdu. Sonuçta kim olduğunu bilmiyordu ve ne yapacağı kestirilemezdi.
"Eğer kader diye bir şey olsaydı insanların davranışları kendi seçimi olmazdı ve kimse bir insanı yargılayamazdı. Suç işlese bile kaderi olduğu için ne diyebilirdi ki ona?.Bilmiyorum inanmak istemiyorum. İnsanlar da inanmıyor belki de inanmak istemiyor. Hayatlarını kontrol ettiğine inanmak istiyorlar.Bende öyle inanmak istiyorum ama yaşamım buna izin vermiyor."
Yabancı cebinden bir sigara ve çakmak çıkardı.Usulca sigarasını ağzına götürdü.Çakmağın hafif sönük ateşinde sigarasını yakıp dumanını içine çekti.
"Sana diyeceğim hiçbirşey senin düşüncelerine tesir edemez. Benim gibi yaşıyacaksın,göreceksin ve anlıyacaksın. Senin için üzülüyorum. Bunları düşünmemen gereken bir zamanda düşünmek durumunda kalmışsın. Ama hayatını kadere veya başka bir şeye teslim etme. Kendini ve seçimlerini kontrol et. İnsanların unuttuğu yağmurun tadını,yaprakların kokusunu,toprağın özünü,güneşin sıcaklığını tüm benliğinle hisset. Yani yaşamı yaşa. Eğer ilerde istemediğin halde bedenin senin iraden dışında hareket etmeye başlarsa sen mi yaşıyorsun yoksa kaderin olan ikinci bir varlık mı diye sorular sormaya başlarsın. Sen de benim gibi olma. Halen şansın var. Mutlu kal çocuk."
Yabancı tekrar yavaş adımlarla yağmurun damlaları arasında bir hayalet gibi karanlığa karıştı. Çocuk ise huzursuzluğu gitmiş ve mutluluk gelmiş kalbiyle yerinden kalkıp evinde oyununa koştu.Kararını vermişti
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Karanlıkların Gölgesinde!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Aşk ve Sevgi :: Aşk Hikayeleri-
Buraya geçin: